Ünlü Türk müzisyen Edip Akbayram, bir süredir hastanede tedavi görüyordu ve ne yazık ki 75 yaşında hayata veda etti.
Demirören Haber Ajansı’na göre, Akbayram bugün 19:30’da çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti.
Efsane sanatçı, zatürre teşhisiyle Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Daha sonra iç kanama nedeniyle yoğun bakıma alındı ve 4 Ocak’tan bu yana tedavi altındaydı.
29 Aralık 1950’de Gaziantep’te doğan Akbayram, Anadolu rock ve özgün müzik türlerinin öncülerinden biri olarak Türk müziğinde derin izler bıraktı.
Eşi Ayten Akbayram, sosyal medya hesabından duygusal bir mesaj paylaşarak, “İşte bu, benim diğer yarım burada” dedi.
Müzisyen Zülfü Livaneli, X hesabında paylaştığı mesajda, “Canım kardeşim, efsane sanatçı Edip Akbayram hayatını kaybetti” diyerek üzüntüsünü dile getirdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı da sosyal medya hesaplarından bir taziye mesajı paylaştı.
Açıklamada, “Unutulmaz yorumları ve güçlü sesiyle hafızalarımıza kazınan, Türk müziğinin usta ismi Edip Akbayram’ı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz” ifadelerine yer verildi.
Müzik tarihçisi Murat Meriç, BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamada Akbayram’ın vefatını şu sözlerle değerlendirdi: “Türk müzik tarihine adını kazıyarak gelen nadir sanatçılardan birini kaybettik.”
‘Türküler Yanmaz’, ‘Güzel Günler Göreceğiz’ ve ‘Hava Nasıl Oralarda?’ gibi albümleriyle geniş kitlelere ulaşan usta sanatçı, aynı zamanda kurucularından biri olduğu Dostlar Orkestrası ile psychedelic rock ve progresif rock gibi türlere de katkıda bulundu.
Gençlik yıllarında Gaziantep’te arkadaşlarıyla müziğe adım atan Akbayram, “Edip Akbayram ve Siyah Örümcekler” adında bir grup kurdu ve lise eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul’a taşındı.
Üniversitede diş hekimliği bölümüne kaydolmasına rağmen, müzik kariyerine odaklanmak için eğitimini yarıda bırakmayı tercih etti.
1971 yılında, Altın Mikrofon Yarışması’nda seslendirdiği “Kükreyen Çimen” adlı şarkıyla birincilik elde etti ve bu ödül ona şöhretin kapılarını açtı.
Murat Meriç, Akbayram’ın Gaziantep’ten İstanbul’a uzanan yolculuğunu şu sözlerle anlattı: “Zorlu zamanlarda kendini kanıtlayan, bildiği yoldan asla geri adım atmadan ilerleyen bir dönemin güçlü sesi oldu.”
Türküler Yanmaz’ albümünü Sivas Katliamı’nda hayatını kaybeden insanlara adayan Akbayram, Can Yücel, Ahmed Arif ve Vedat Türkali gibi şairlerin eserlerini besteledi.
‘Aşk Olsun Sana Çocuk’, ‘Aldırma Gönül’, ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’, ‘Bizi Bekle İstanbul’ ve ‘Güzel Günler Göreceğiz’ gibi birçok hit şarkıya imza attı.
2011 yılında, uzun yıllardır yaşadığı Kadıköy’ün yerel gazetesine verdiği bir röportajda, “Ben sosyalist bir insanım. Ezilenlerin melodik sesi olmaya çalışıyorum.” ifadelerini kullandı.
Murat Meriç, Akbayram’ın, etkisini yitirmeye başlayan Anadolu pop müziğine yeni bir soluk getiren ve bu akımı politik bir çizgiye oturtan isimlerden biri olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti:
“Kendi döneminin sanatçılarından Selda Bağcan ve ondan hemen önce sesini duyuran Cem Karaca ile birlikte, bir dönemi kayıt altına alan şarkılar yaptı. O yılların olaylarını—çoğunlukla acılarını ve sıkıntılarını—bugüne taşıdı.
Bir yandan ‘Anadolu’nun Mozart’ı’ olarak adlandırdığı Aşık Mahzuni Şerif’in türkülerini yorumlayarak geniş kitlelere ulaştırdı, diğer yandan Sabahattin Ali’den Nazım Hikmet’e kadar ‘sakıncalı’ şairlerin bestelerini seslendirdi. Tüm bunlar onu farklı bir noktaya taşıdı ve o daima orada kaldı.”
Meriç, Akbayram’ın 1980 darbesi sonrası söylediği şarkıların ve sonraki yıllarda yaptıklarının insanlara umut verdiğini ifade ederek şunları ekledi:
“Geriye dönüp baktığımızda, birkaç nesli etkileyen ve yönlendiren bir sanatçı olduğunu görüyoruz. Yasaklı olduğu dönemler dışında sahneden hiç inmedi, hep o sahnede kaldı ve şarkılarını büyük bir tutkuyla söyledi. Onun kaybı telafi edilemez, ama şarkıları insanlara güç
Leave a Reply